Yazılar

Gaziosmanpaşa avukat ceza

Mala Karşı Meşru Müdafaa Hakkının Kullanılması Konusunda Yargıtay 1. Ceza Dairesinin Kararı

 

 

Aşağıda Yargıtay 1. Ceza Dairesinin Mala karşı meşru müdafaa hakkının kullanılması konusunda oy birliği ile vermiş olduğu önem arz eden kararını sizlerle paylaşmakta fayda görüyoruz.

Yargıtay
1. Ceza Dairesi
Esas : 2013/2791
Karar : 2013/5664
Tarih : 10.10.2013
* KASTEN ÖLDÜRME
* YASAL SAVUNMANIN KOŞULLARI
* YASAL SAVUNMADA SINIRIN AŞILMASI
Özet: Sanığın, maktul ve arkadaşlarının hırsızlık suçunu işlemek amacıyla marketin kepengini
açmasından itibaren, bu suçun gerçekleşmemesi ve vazgeçmeleri için çaba göstermesine rağmen
saldırıyı defedememesi karşısında ve kendisine ait malları korumak amacıyla, olay yerinden mallar ile
kaçan maktulün bulunduğu araca ateş etmesinde yasal savunma koşullarının gerçekleştiği ve aşırıya
kaçmadığı, maktulün yaralanarak ölmesinin yasal savunma kapsamında kalıp sanığın bu suçtan
sorumlu tutulamayacağı gözetilmelidir.
(5237 s. TCK m. 25/1, 27/2) (5271 s. Ceza Muhakemesi K m. 223/2)
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık İbrahim Halil’in suçunun sübutu kabul, incelenen
dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan,
Cumhuriyet Savcısının sanığın eyleminin tahrik altında kasıtlı adam öldürme suçunu oluşturduğuna
yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine;
Ancak;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; Olay gecesi, maktul Cihangir ve arkadaşları, düz kontak yapmak
suretiyle çaldıkları araçla tanık Yücel;e ait tekel bayisinin kilidini demir kesme makasıyla keserek, bayii
içinden tekel malzemelerini ve yazar kasanın bozuk para çekmecesini aldıkları, arabanın bagajına
koyduktan sonra aynı araçla saat 05.00 sularında sanığın marketinin önüne geldikleri, demir kesme
makasıyla kilidi keserek marketin kepengini açmaya çalıştıkları, bu sırada sanık İbrahim Halil;in
kendisine ait ve evinin alt katında bulunan marketin kepenklerinin açıldığını duyması üzerine,
uyanarak evinin balkonuna çıktığı, marketin önünde bir aracın kapıları açık halde park etmiş, maktul
ve arkadaşlarının kepenklerinin yarısına kadar açık olan marketten eşyaları taşıyarak araca
yüklediklerini gördüğü; ne yapıyorsunuz o malları bırakın; diye bağırmak suretiyle kaçmalarını
sağlamak istediği, ancak maktul ve arkadaşlarının sanığa küfür ederek eylemlerine devam ettikleri,
maktul Cihangir’in daha sonra aracın içinde ele geçen sallama tabir edilen elindeki bıçağı balkondan
bağırmak suretiyle eylemlerinden vazgeçirmeye çalışan sanığa gösterip, küfür ederek;gir içeri; diye
karşılık vermesi üzerine sanığın evin içine girip, evde bulunan ruhsatlı silahını alarak balkona tekrar
çıktığı, şahıslara bağırarak önce havaya üç el ateş ettiği, maktulün arkadaşlarının silah sesiyle olay
yerinden kaçtıkları, maktul Cihangir ise kaçmayarak marketten taşıdıkları tekel malzemelerinin yüklü
olduğu araca binerek hareket ettirdiği, sanığın araçla mallarının da götürüldüğünü görmesi üzerine
aracın arkasından araca doğru ateş ettiği, araçta giriş delikleri oluşturan mermilerin aracın içinde
şoför koltuğunda oturan maktulün sırt bölgesine isabet etmesi sonucu maktulün yaralanarak öldüğü
olayda;
Sanık İbrahim Halil’in maktul Cihangir ve arkadaşlarının hırsızlık suçunu işlemek amacıyla marketin
kepenginin açılmasından itibaren, bu suçun gerçekleşmemesi ve vazgeçmeleri için çabalamasına
rağmen saldırıyı defedememesi karşısında ve kendisine ait malları korunmak amacıyla, olay yerinden
mallarıyla kaçan maktulün bulunduğu araca ateş etmesinde yasal savunma koşullarının gerçekleştiği
ve yasal savunmada aşırıya kaçmadığı, maktul Cihangir’in yaralanarak ölmesinin yasal savunma
kapsamında kaldığı ve sanığın bu suçtan sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla, TCK.nın 25/1 ve
CMK.nun 223/2-d maddeleri uyarınca sanık İbrahim Halil hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve
beraatine kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sanığın maktul Cihangir’e karşı eylemini yasal
savunma sınırının aşılması suretiyle işlediğinden bahisle TCK.nın 27/2 maddesi uyarınca ceza tertibine
yer olmadığına karar vermesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden,
hükmün tebliğnamedeki düşünceden farklı nedenle (BOZULMASINA), 10.10.2013 tarihinde
OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

İstanbul – Gaziosmanpaşa bölgesinde yer alan Deva Hukuk Bürosu dava takibi ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. 

Deva Hukuk Bürosu / +90 (212) 537 90 33

Av. Ramazan ALAS / +90 (535) 914 87 10